www.Mavis-TekTanem.Tr.Gg | Mavis-Tektanem |

[ Şiirler ]



ŞiirLeR.


Sayfanın alt kısmında da şiirler bulunmaktadır.  Bu sayfada toplam 15 Şiir, bulunmaktadır


Seni Seviyordum

 

Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı aksam güneşi...

Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

İnsan hergün anımsarmı aynı gözleri

Seni seviyordum ve senin haberin yoktu

Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte.

Güldüğü zaman yukarıya bakardı;

Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.

Ne güzeldiler sen bilmiyordun.

Ben Seni Seviyordum..

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu

Geri dönüyordu, çoğalıyordu

Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteliyişim oluyordun

Kalp ağrısı oluyordun,

Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,

Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,

Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

Cesurduk.

Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kızmızıydı bütün karanfiller

Ben seni seviyordum sen bilmiyordun...

Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra

Yagmurlar yağdı serin haziran aksamlarına

Derken bir gün uzaktan gördüm seni

Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

Kalbimi acıttı her zaman ki gibi

Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi..




Ayrılık Sevdaya Dahil

Acilmis sarmasik gulleri kokulariyla baygin
En gorkemli saatinde yildiz alacasinin
Gizli bir yilan gibi yuvarlanmis icimde kader
Uzak bir telefonda aglayan yagmurlu genc kadin
Ruzgar uzak karanliklara surmus yildizlari
Mor kivilcimlar geciyor daginik yalnizligimdan
Onu cok ariyorum onu cok ariyorum
Heryerimde vucudumun agir yanik sizilari
Bir yerlere yildirim dusuyorum
Ayriligimizi hisettigim an demirler eriyor hirsimdan
Ay isigina batmis karabiber agaclari gumus tozu
Gecenin irmaginda yuzuyor zambaklar yaseminler unutulmus
Tedirgin gulumser
Cunku ayrilik da sevdaya dahil cunku ayrilanlar hala sevgili
Hic bir ani tek basina yasayamazlar
Her an otekisiyle birlikte hersey onunla ilgili
Telasli karanlikta yumusak yarasalar
Gittikce genisliyen yakilmis ot kokusu
Yildizlar inanilmiyacak bir irilikte
Yansimalar tutmus butun sahili
Cunku ayrilmanin da vahsi bir tadi var
Oyle vahsi bir tad ki dayanilir gibi degil
Cunku ayriliklar da sevdaya dahil
Cunku ayrilanlar hala sevgili
Yanlizlik hizla alcalan bulutlar karanlik bir agirlik
Hava agir toprak agir yaprak agir
Su tozlari yagiyor ustumuze
Ozgurlugumuz yoksa yalnizligimiz midir
Eflatuna calar puslu lacivert bir sis kusatti ormani
Karanlik coktu denize
Yanlizlik cakmak tasi gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanina donsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapini bir calan olmadi mi hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kugu boynu parmaklari uzun ve ince
Simsicak bakislari suc ortagi kacamak gulusleri gizlice
Yalnizlarin en buyuk sorunu tek basina ozgurluk ne ise yarayacak
Bir turlu cozemedikleri bu olu bir gezegenin soguk tenhaligina
Benzemesin diye ozgurluk mutlaka paylasilacak suc ortagi bir sevgiliyle
Sanmistik ki ikimiz yeryuzunde ancak birbirimiz icin variz
Ikimiz sanmistik ki tek kisilik bir yalnizliga bile rahatca sigariz
Hic yanilmamisiz her an dusup dusup kristal bir bardak gibi
Tuz parca kirilsak da hala icimizde o yanardag agzi
Hala kipkizil gulumseyen sanki atesten bir tebessum zehir zemberek ASKIMIZ



3.şahsın şiiri


Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu,ağlardım
Beni sevmiyordun,bilirdim
Bie sevdiğin vardı,duyardım
Çöp gibi bi oğlan,ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu,ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin,bakardın
Üşürrdüm,içim ürperirdi
Felaketim olurdu,ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin,mum giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi yüzü
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu ağlardım...



AŞK


Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karakoy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.



ÖZLEMEK

Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.

Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi...

Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor...



YALNIZLIK ŞİİRİ

Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım

Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?




Aç Gözlerini

En sevdiğin elbiseni giydim
Bu gece kokunu sürdüm
Solgun yüzünü okşadım
Sessizce saçlarından öptüm
Yazdığın mektupları okudum
Kana kana su içer gibi
Plaklarını çaldım ah!
En çok o şarkıda özledim seni.

Issızlık kapıyı çaldı, açmaya korktum
gece yarısı
Şehir uykuya daldı, baktım dışarıya
katran karası
Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana
aldım koynuma
Buseni hafızamdan koparıp
iliştirdim dudaklarıma
Üşüdüm karanlıkta
Tenine dokundum hissetsin diye
Aç gözlerini

Erguvanlarına su verdim
İçerken benimle konuştular
Yastığını okşadım, kokladım
Anılar uçuştular
Soluğun saçlarımı yaladı sanki yine
bir meltem gibi
Teninin kokusu karıştı kokuma
Yakıştılar

Boğuldum karanlıkta
Yanı başımdasın benden çok
uzaklarda
Ellerimi tut dokun bana
Aç gözlerini.

Attım kendimi caddelere
Yeşil ceketin sardı beni
Yürüdüm üstüne karanlığın korkusuz
Tuttum ellerini.



SERSERİ.

Yeryüzünde yalnız benim serseri,
Yeryüzünde yalnız ben derbederim.
Herkesin dünyada varsa bir yeri,
Bende bütün dünya benimdir derim.
Yıllara gezdirdim hoyrat başımı.
Aradım bir ömür,arkadaşımı.
Ölsem dikecek yok mezar taşımı:
Halime ben bile hayret ederim.
Gönlüm ne dertlidir,ne de bahtiyar.
Ne kendisine yar,ne de kimseye yar,
Bir rüya uğrunda ben diyar diyar,
Gölgemin peşinde yürür giderim...





Ömür

Gözümüz saatte söyleştik hep,
Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişecek bir yerler vardı

Aranacak adamlar, yapacak isler..
Bir sonraki günü telası bir öncekine bulaştı..
Başkalarının hayati bizimkini aştı.

Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine
Kuşluk vakti, kızarmış ekmek kokusu
veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini
Ha babam erteledik.
20'li yaslardayken 30'lara kurduk saatin alarmını
30'larımızda 40'lara, belki sonra 50'lere..

Lakin öyle karmaşık kurgulanmış ki hayat,
Kuşlukta uyanma fırsatı sunduğunda size,
Artık uyku girmez oluyor gözlerinize..

Doyasıya söyleşmek,
Telaşsız sevişmek için bol zamana
kavuştuğunuzda,
Söyleşecek, sevişecek kimsecikler kalmıyor
yanınızda..

Özenle sakladığınız bir sari lira gibi
ömrünüz;
Vakit gelip sandıktan çıkardığınızda,
Birde bakıyorsunuz ki,
Tedavülden kalkmış.



SONBAHAR

Geceler boyu ağlayacaksın,
Geceler boyu beni arayacaksın.
Ama;
Ne sesime ulaşacaksın,
Ne bedenime.
Soracaksın onura…
Soracaksın özleme…
Barış nerede ?
Barış’a ne oldu ?
Onlar,
Başlarını yere eğerek,
Dudaklarını bükerek
Tek bir kelime bile etmeden
Öylece duracaklar…
Tam bu sırada,
Bir sela sesi duyacaksın
Olup biteni anlayacaksın
Ama…!!!
Onur;
“ Barış artık gökyüzünün sınırlarında
Tek yapabileceğin,
Bir çiçek al da git mezarına “ diyecek sana.
Ama dur sevgilim !
Bir çiçek bile bulamayacaksın
Çünkü;
Mevsim SONBAHAR…



< aşkımın dili >

Ne şiirler anlatır SENİ SEVDİĞİMİ
Ne şarkılara beste olur AŞKIM
Kalem yetmez kağıt biter
Ne kadarda kızsan
Bitmez kalbimde bu AŞK


Ellerim ellerine değdiği anda
Gözlerim gözlerine baktığı zaman
İçimde bir sevinç fışkırır
Güvercinler gökyüzünün derinliklerine tırmanır



<< umutsuz aşk >>

SENİ SEVMİYORUM DESEM BİLE
gözlerim ele verir beni
Seni sen olduğun için değil
Bana değer verdiğin için
SENİ SEVİYORUM

Hayatta tam ucurumun kenarındayken bile
Kalbim hala seni istiyor
Ellerim boşta boşluk hemen karşımda
olmuyor sensiz;yapamıyorum sevginsiz


Güzellikler diyerında yaşıyor gübiyim
Fakat buradaki;en güzel şey
Sen ve senin sevgin
gerisi hepsi yalan




<< karanlıkların içinde >>

Kağıt önümde kalem elimde
Yazıyorum hikayemi düşüncesizce
Haykırıyorum kendi içimden sessizce

Bağırıyorum beni sevmeyenlere
Haykırıyorum delice
Beni anlamıyorlar bile
Çünki; onlar karanlıkların içinde

Bir dünya düşün ki;
içinde sevgi yok
yanında kimse yok
Ve bir ben düşün
Yalnız sessiz;sessiz bir yerde




SEN BİR ÇİÇEKSİN

Sen bir çiçeksin
Buz tutmuş dağlar
Zirvesinde kardelensin
Kurumuş bataklıklar
Ortasında açmış bir tek gül
Sen bir çiçeksin
Hiç solmayan



Boynu bükük bir sarı gül misali hüzünlü
Hüzünlü ve de o sımsıcak bakışın yokmu,yakar beni
Tâ derinlerde,çok derinlerde
Bir kibrit çakarlar sanki içimde
Alev alev yanar yüreğim



Her bakışımda sana
Yüzünde hiç eskimeyen o tatlı tebessüm
Ve gözlerin,deryalar kadar güzel
Deryalardan da güzel
Sen,kışın ortasında ilkbahar mevsimi
Mevsimlerin en güzelisin
Sen bir çiçeksin
Hiç solmayan




SEVMİYORSUN!

kızıyorsun bana biliyorum
ellerinde dünden kalma bir gece
ve gözlerinde yıkık bir şehir
biliyorum sevmiyorsun artık beni

şarkımız çalınıyor sokak başlarında
dökülüyor ellerimden sana yazdığım şiirler
dilimde bilinmedik bir ağıt
biliyorum sevmiyorsun artık beni

yalnızlığıma boyun eğiyorum
ve sen aklımdasın yine
okuduğumuz kitaplar
yazdığımız şiirler
dinlediğimiz şarkılar aklımda

artık sevmiyorum gündüzleri
senin olmadığın günleri ayları yılları
biliyorum sevmiyorsun
senin için şair olan bu yüreği
biliyorum sevmiyorsun artık beni




Bugün 7 ziyaretçi (358 klik) burdaydı!

Copyright © 2011 | Tüm Hakları Saklıdır. | ZeyneL Abidin Toprak |
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol